İlçemiz Kaymakamı Sayın ; Murat DURU’ nun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Konuşması
 |
Kıymetli çalışma arkadaşlarım Sevgili Vizeliler Sevgili öğretmen ve öğrenciler
Bugün ülkemizin her köşesinde olduğu gibi şirin Vize ilçemizde de Cumhuriyetimizin 89. yıl dönümünü Millet olarak coşkuyla kutlamanın haklı gurur ve sevincini yaşıyoruz. Hepinizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun. Şimdi 89 yıl öncesini hep birlikte kısaca hatırlamaya çalışalım. Dünya tarihinde kurulan büyük imparatorluklardan biri de büyük Türk milleti tarafından kurulan Osmanlı imparatorluğudur. Bu imparatorluk çeşitli sebeplerle geri kalmış, zayıflamış ve 1. Dünya Savaşı ile de Emperyalist devletler tarafından önceden hazırlanmış planlar dahilinde çökertilmiştir.Yine bu güçlerce Osmanlı İmparatorluğunun asıl ve asil sahibi Türk halkına, anayurdu, Anadolu toprağı bile çok görülerek işgal edilmek istenmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun varlığını korumak ve sürdürmek için 1. Dünya Savaşı öncesinde ve 1. Dünya Savaşı sürecinde Anadolu insanı çeşitli cephelerde savaşmış, yorgun, bitkin duruma düşmüştü. Anadolu'muz harap olmuş, tüm ekonomik kaynaklarımız harcanmış, genç nüfusumuzun büyük bir kısmı yok olmuştu. Tarih 1920'leri gösterdiğinde Osmanlı devleti yenilgiyi kabul edip 'Sevr' antlaşmasıyla emperyalist güçlere teslim olmuştu. O tarihlerde ülkeyi yönetenler, devletin kurtuluşunun İngiliz mi yoksa Amerikan mandasında mı mümkün olabileceğini tartışıyorlardı.İşte Memleketimiz böyle vahim bir durumda iken, büyük bir yurtsever, büyük bir milletsever ve büyük bir devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk, büyük Türk Milletinin Milli gücüne , imanına, bağımsızlık ruhuna güvenerek Modern Çağdaş esaslara dayanan demokratik bir devlet kurmak için kendisine güvenen bir avuç aydın ve askerle birlikte özgürlük ve kurtuluş savaşını başlattı. 19 Mayıs 1919'da Samsundan başlayarak Amasya-Erzurum-Sivas ve Ankara'da tartışılarak milli karar haline getirilen kurtuluş ve özgürlük andını, kısa bir süre sonra da yurdun doğusunda, batısında ve güneyinde işgalci güçlere karşı kazanılan askeri zaferler takip etti. İfadesi kolay ama icrası çok zor, çok güç , çok kahırlı bir dört yıl düşmanlarla cephelerde , diplomatlarla barış masalarında , işbirlikçilerle cephe gerilerinde bir yığın Mücadeleler yaşandı. Daha sonra Emperyalizme karşı dünyaya örnek olacak Türk'ün özgürlük ve kurtuluş mücadelesi Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde, Anadolu insanıyla başarılmıştır. Bu mücadele sonunda işgalciler Anadolu'dan sökülüp atılmış, Sevr antlaşması uygulamaya konulmadan tarihe gömülmüş, Lozan Barış Antlaşmasıyla da Dünya savaşının galiplerine Anadolu'da yeni bir Türk Devletinin kurulduğu kabul ettirilmiştir. Türk Milletine en iyiyi , en güzeli , en doğruyu layık gören Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları 29 Ekim 1923'te Türkiye büyük Millet meclisine Cumhuriyetin ilanı önerisini götürmüşler ve bu teklif Meclisçe 89 yıl önce bugün oy birliği ile kabul edilmiştir. Çok özet vurgularla hatırlamaya çalıştığımız kurtuluş mücadelesinin her bir safhası başlı başına araştırılıp değerlendirilerek ibretle izlenecek birikimleri ve oluşumları içerir. Büyük Atatürk , Milli Egemenlik ilkesine dayalı çağımızın en güzel rejimi olan Cumhuriyet ve Demokrasiyi kurup Türk Milletinin her yönden gelişmesinin yolunu açmıştır. 'Egemen olan Millettir. Bu Egemenlik kimseye devredilmez, kimseyle bölüşülemez. Millet kendi kaderini kendi eline almıştır ve Egemenliğin bir zerresinden vaz geçmez' Atatürk bu sözleriyle Egemenliğin bir kişiye , zümreye , sınıfa devredilmeyeceğini ve dikta rejimlerin reddini vurgulamıştır. Milli Egemenlik dışında Cumhuriyet ve Demokrasi rejimi; insan haklarına saygıyı , seçme ve seçilme özgürlüğünü , hukukun üstünlüğünü, vatandaşların renk, cinsiyet, ırk , siyasi inanç ve mezhep ayrımı gözetmeden herkesin kanun önünde eşitliğini, hak arama özgürlüğünü, bilim ve inanç özgürlüğünü de içerir. Böyle çağdaş ve güzel bir rejimi Türk Milletine armağan eden Atatürk ve dava arkadaşlarına minnettarız. Cumhuriyet ve Demokrasi resminin yukarıda saydığımız özellikleri sayesinde 89 yıldır Türk halkı; ekonomik, kültürel, bilimsel, siyasal, sosyal yönlerden çok büyük mesafeler kat etmiştir. Fakat halen ulaşmak istediğimiz gelişmiş ve kalkınmış ülkeler düzeyinde değiliz. Tabiî ki bu durumun birçok iç ve dış sebepleri vardır. Bir kere dünyanın en problemli en kritik ve stratejik coğrafi bölgesinde olan ülkemizin gelişmesini, kalkınmasını engellemek, kendilerine siyasi ve ekonomik rakip olmasını önlemek amacında olan emperyalist güçlerin besledikleri birçok oyunlarla `millet olarak mücadele ettik ve bu mücadele halen devam etmektedir. Ayrıca son 25 yıldır doğu ve güneydoğu vatan topraklarındaki terörist ve bölücü oluşumların arkasında yine emperyalist ve komşu ülke güçleri vardır. Bütün bu sebepler ülkemizin, hem ekonomik ve refah düzeyinin gelişmesini engellemiş, hem de diğer alanlardaki olması gereken ilerlemeleri engellemiştir. Emperyal güçlerin ve bunların Türkiye'deki uzantılarının amacı Milli birliğimizi bozmak, ülke bütünlüğümüzü parçalamaktır.Ancak bu ülkenin verilecek bir karış toprağı yoktur, olamazda. 89 yıl önce cumhuriyeti kuran doğulusuyla, batılısıyla, güneylisiyle, kuzeylisiyle bizim atalarımızdır.Atalarımızın bize emanet ettiği cennet vatanımıza ve cumhuriyete asla ihanet ettirmeyeceğiz. Sevgili öğrenciler, içine yeni girdiğimiz 21. yy'ın en önemli özelliği bilgi çağı olmasıdır.Ülkemizi ve Milletimizi diğer milletlerin gerisinde bırakmamak için her alanda çağdaş akılcı bilgiye her türlü fedakarlığa, zorluğa katlanarak ulaşmalısınız.Ulaştığınız bu bilgileri size emanet edilen Cumhuriyeti yüceltmek ve ülkemizi çağdaş uygarlık düzeyinin en ön saflarına ulaştırmak için kullanmalısınız. Değerli öğretmenler, genç nesillerimizi yetiştirecek olan sizler de kendinizi her zaman yeniliklere ve gelişmelere açık tutarak daha da bilgili, yetenekli bir irfan ordusu olmaya gayret etmelisiniz.Dürüst, çalışkan,ahlaklı; sevmeyi sevilmeyi içselleştiren, barışın, hoşgörünün, birlik ve beraberliğin kıymetini bilen; milletini, ülkesini, devletini seven, araştırmacı karakterde öğrenciler yetiştireceğinize inancımız tamdır. Sevgili Vizeliler, yıkıcı, bölücü, misyoner hedefli organizasyon ve faaliyetlere, bu organizasyon ve faaliyetleri yapan ajan ve maşalara karşı hep birlikte mücadele edelim. Çağlar boyu olduğu gibi bugün de her zamankinden daha fazla birbirimizi severek, birbirimize hoşgörüyle yaklaşarak, birbirimizle yardımlaşarak daha iyi yarınlara koşalım. Birbirimize ve Devletimize güvenelim. Devlet denilen kavramın, 73 milyon insanımızın oluşturduğu siyasi birliğin adı olduğunu unutmayalım. Devlet görevi yapan insanlarda halk için çalışan halk çocukları olduğunu unutmayalım. 89 yıl önce büyük mücadelenin başarılmasında ve Cumhuriyetin kurulmasında başta büyük Atatürk'ü ve bu uğurda canla, başla çalışan, hayatlarını kaybeden, adlı adsız kahramanlarımızı bugün bir kez daha rahmetle, şükranla anıyoruz. Aziz hatıraları önünde saygıyla ve sevgiyle eğiliyoruz. Nice cumhuriyet bayramlarına birlik beraberlik içinde, huzurla, güvenle, mutlulukla, sevinçle ulaşalım. Rahat uyu Büyük ATATÜRK , rahat uyuyun vatan şehitleri, sizin kurduğunuz Cumhuriyeti, emanet ettiğiniz, uğrunda şehit olduğunuz kutsal toprakları Türk Milleti sonsuza dek koruyacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle tekrar hepinizin Cumhuriyet Bayramını kutlar, en derin sevgi ve saygılarımı sunarım. |
